17 Aralık 2013 Salı

sosyal bilgiler terimler sözlüğü


A
1       Açık Havza: Sularını denize ulaştırabilen havzalara açık havza denir 
2       Açısal Hız: Dairesel hareket yapan Dünya üzerindeki bir noktanın birim zamanda oluşturduğu dönüş açısıdır. Dünya, ekseni çevresindeki hareketi sırasında 4 dakikada 1 derecelik, 1 saatte 15 derecelik, 24 saatte 360 derecelik dönüş yapar. Açısal hız, dünya üzerindeki her noktada aynıdır. 
3       Ağıl: Hayvanların barındığı, çevresi taş veya ahşap ile çevrili yerlere ağıl adı verilmektedir. Ağıllar zamanla nüfusun artmasına bağlı olarak sürekli yerleşme haline gelebilir. Sürü sahipleri tarafından kurulan ağıllar kış mevsiminde hayvanların korunması amacıyla kullanılır. 
4       Akarsu Akımı (Debisi): Akarsuyun herhangi bir kesitinden birim zamanda geçen su miktarına (m3) akım veya debi denir 
5       Akarsu Rejimi: Akarsuyun akımının yıl içerisinde gösterdiği değişmelere rejim ya da akım düzeni denir. 
6       Alizeler: 30° enlemlerinden (DYB) Ekvator’a (TAB) doğru esen rüzgârlardır. Dünya’nın ekseni çevresindeki hareketi nedeniyle sapmaya uğrayarak, Kuzey Yarım Küre’de kuzeydoğudan, Güney Yarım Küre’de güneydoğudan eserler. En düzenli ve sürekli esen rüzgarlardır. Okyanus akıntılarının yönlerini düzenlerler. Başlangıçta kuru olan bu rüzgarlar, deniz üzerinden aldıkları nemi Ekvator çevresine yağış olarak bırakırlar.   
7       Altimetre: Madeni barometrelerin bir çeşididir. Yükseldikçe basıncın azalması kuralına dayanılarak, yüksekliklerin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır. 
8       Andezit: Eflatun, mor, pembemsi renkli dış püskürük bir taştır. Ankara taşı da denir. Dağıldığında killi topraklar oluşur. 
9       Aneroid Barometre: Madeni barometredir. Cıvalı barometrelerin kullanım alanının sınırlı olması ve taşıma zorluğu nedeniyle geliştirilmiştir.  
10     Aphel: Bakınız: Günöte. 
11     Araziden Yararlanma Haritaları: Bir bölgede arazinin nasıl kullanıldığını gösteren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla ekili-dikili alanların, çayır ve mera alanlarının, orman alanlarının, bölünüşü ile kayalık, bataklık gibi kullanılmayan alanlar hakkında bilgi edinilir. Tarımın türü ve tarım ürünleri de bu haritalarda gösterilir. 
12     Artezyen: Basınçlı yeraltı sularıdır. İki geçirimsiz tabaka arasındaki geçirimli tabaka içinde bulunan sulardır. Tekne biçimli ovalar ve vadi tabanlarında bu tür sular bulunmaktadır. 
13     Atmosfer: Dünya’yı çepeçevre saran gaz örtüsüne atmosfer denir. Atmosferin alt sınırı, kara ve deniz yüzeyleriyle çakışır. Üst sınırını ise yerçekiminin etkisi belirler. Ekvator’dan kutuplara doğru yerçekimi arttığı için atmosferin şekli Dünya’nın şekli gibi küreseldir. 
14     Atmosfer Basıncı: Atmosferi oluşturan gazların belli bir ağırlığı vardır. Gazların yeryüzündeki cisimler üzerine uyguladığı basınca atmosfer basıncı denir. 
15     Aysberg (Buz dağı): Buzullardan kopup, denize kadar ulaşan  kalın buzul parçaları deniz içinde  ilerlemeye devam eder. Buzun yoğunluğu, deniz suyunun yoğunluğundan az olduğu için su tarafından kaldırılır. Yüzlerce metre kalınlıkta ve kilometrelerce uzunluktaki bu buz dağlarına aysberg denir.
16 astronomi:yıldızlar ve yıldızların hareketlerini inceleyen bilim.
17afet: yıkıma neden olan jeolojik olay, felaket.
18abluka:  kuşatma.
19ahitname:   birşeyin yapılması için söz verildiğini gösteren belge.
20amele:    gündelikle çalışan işçi.
21antat:   devlet arasında bir veya birkaç anlaşmanın imzalanmasıyla oluşan ittifaklara verilen ad.
22anekdot:   hikayecik, fıkra.
23arşiv:      kronolojik olarak sralanmış bilgi deposu.

B 
24     Bağıl Nem: Hava her zaman taşıyabileceği kadar nem yüklenmez. Genellikle havadaki su buharı miktarıyla doyma miktarı arasında bir fark bulunur. Bu farka doyma açığı (nem açığı) denir.Belli sıcaklıkta 1m3 havanın neme doyma oranına ise bağıl nem denir. 
25     Bankiz: Kutup çevresindeki denizlerde, suyun donması ile oluşan buz kütleleridir. 
26     Barograf: Basıncı sürekli kaydeden ve yazıcı ucu bulunan bir tür madeni barometredir. 
27     Basınç: Yüksek basınç alanlarında alçalıcı hava hareketi buharlaşmayı engeller. Çünkü alçalan havanın yoğunluğunun artması su buharının yükselmesini önler. Alçak basınç alanlarında ise yükselen havanın yoğunluğu daha az olacağı için buharlaşma daha kolaydır. 
28     Bazalt: Koyu gri ve siyah renklerde olan dış püskürük bir taştır. Mineralleri ince taneli olduğu için ancak mikroskopla görülebilir.  Bazalt demir içerir. Bu nedenle ağır bir taştır. 
29     Birinci Zaman (Paleozoik): Günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Birinci zamanın yaklaşık 375 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. Zamanın önemli olayları: Kaledonya ve Hersinya kıvrımlarının oluşumu. Özellikle karbon devrinde kömür yataklarının oluşumu.  İlk kara bitkilerinin ortaya çıkışı. Balığa benzer ilk organizmaların ortaya çıkışı. Birinci zamanı karakterize eden canlılar graptolith ve trilobittir. 
30     Boğaz: Bakınız: Yarma vadi. 
31     Bora: Yugoslavya’nın iç kesimlerinden Adriyatik Denizi kıyılarına esen soğuk rüzgârlardır. 
32     Boylam: Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç meridyenine olan uzaklığının açısal değeridir. Q açısı, D noktasının başlangıç meridyenine olan uzaklığının  açı cinsinden değeridir ve D noktasının boylam derecesini verir. Örnek: D noktasına ait Q açısının değeri 30 derece ise, D noktasının boylam derecesi 30° dir. 
33     Boyun: Birbirine ters yönde açılmış iki akarsu vadisinin en yüksek, iki doruk arasındaki alanın en alçak yerine boyun denir. Buralara bel ya da geçit de denir. 
34     Bozkır: İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır. Bunlara step ya da bozkır denir. 
35     Buharlaşma: Atmosferdeki nemin kaynağı yeryüzündeki su kütleleridir. Sıcaklık arttıkça, havadaki nem açığı arttıkça, su yüzeyi genişledikçe, rüzgâr estikçe, basınç azaldıkça, buharlaşma artar. 
36     Buz Dağı: Bakınız: Aysberg. 
37     Buzul Gölleri: Buzullaşma döneminde buzulların aşındırmasıyla oluşan çanaklardaki göllerdir. 
38bent:su biriktirmek için akarsuyu önüne yapılan set.
39bildirge:beyanname.
40bölge:sınırları belli olan mıntıka.
41 beyin göçü:uzmanların bir başka gelişmiş ülkede çalışmak için gittikleri  kendi ülkelrinden ayrılması.
42bilim insanı:bilimsel çalışmalarla uğraşan kimse.bilgin.
43beşeriyet:insanlık.

C 
44     Coğrafi  Bölge: Taşıdığı belirli Coğrafi özellikleri ile çevresinden ayrılan, kendi içinde benzerlik gösteren en geniş coğrafi birimdir. Coğrafi bölgelerin sınırları belirlenirken doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler temel alınır. 
45     Coğrafi Bölüm: Bir coğrafi bölge içinde doğal koşullar, sosyal ve ekonomik özellikler bakımından farklılık gösteren küçük birimlerdir. 
46     Coğrafi Konum: Yeryüzündeki herhangi bir alanın bulunduğu yere, o alanın coğrafi konumu denir. Coğrafi konum, matematik konum ve özel konum olarak iki şekilde ifade edilir. 
47     Cıvalı Barometre: Üstü açık bir kaba daldırılmış, yukarı ucu kapalı bir cam borudur. Hava basıncı, boruyu dolduran cıva sütununu dengede tutar. Hava basıncı azalıp çoğaldıkça cıva sütunu da alçalıp yükselir. Cıvalı barometre camdan yapıldığı ve hep düz durması gerektiği için her zaman kullanımı kolay değildir. 
48cemiyet:toplum.
49celadet:yiğitlik, kahramanlık.
50cephe:üzerinde savaş yapılan bölge.

Ç 
51     Çakıltaşı (Konglomera): Genelde yuvarlak akarsu çakıllarının doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşur. 
52     Çakmaktaşı (Silex): Denizlerde eriyik halde bulunan silisyum dioksitin (SİO2) çökelmesi ile oluşan taştır. Kahverengi, gri, beyaz, siyah renkleri bulunur.  Çok sert olması ve düzgün yüzeyler halinde kırılması nedeniyle ilkel insanlar tarafından alet yapımında kullanılmıştır. 
53     Çekirdek: Dünya’nın yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümüdür. Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120-2890 km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-5150 km’ler arasındaki kısmına iç çekirdek denir. İç çekirdekte bulunan demir-nikel karışımı çok yüksek basınç ve sıcaklık etkisiyle kristal haldedir. Dış çekirdekte ise bu karışım ergimiş haldedir. 
54     Çiy: Havanın açık ve durgun olduğu gecelerde, havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde su damlacıkları biçiminde yoğunlaşmasıdır. İlkbahar ve yaz aylarında görülür. 
55     Çizgi (grafik) Ölçek: Haritalardaki küçültme oranını çizgi grafiği üzerinde gösteren ölçek türüdür. Kesir ölçeğe göre düzenlenir ve santimetre (cm)'nin üstündeki tüm uzunluk birimleri kullanılır. 
56     Çizgisel Hız: Dairesel hareket yapan Yerküre üzerindeki bir noktanın birim zamanda eksen üzerindeki yer değiştirme hızıdır. Çizgisel hız, dünyanın küreselliği nedeniyle Ekvator'da en fazladır, kutuplara doğru azalır. 
57     Çökme Dolini: Yeraltında bulunan mağara sistemlerinin tavanlarının incelerek çökmesi ile oluşan karstik şekillerdir. Çökme dolinleri, derinliklerinin fazla oluşu, yamaçlarının eğimli oluşu ve tabanlarındaki iri bloklar halinde maddeler bulunması nedeniyle erime dolinlerinden kolayca  ayırt edilirler. 
58çehre:yüz, görünüş.
59çevre kirliliği:insanların etkinlikleri sonucu toprak, hava, suda olumsuz gelişmelerle doğal dengenin bozulması.
60çavuş:onbaşından sonra gelen görevi manga komutanlığı olan erbaş.
61
62

D 
63     Dağ Oluşumu: Bakınız: Orojenez. 
64     Dalgalar: Dalgalar, deniz ve göllerdeki kuzey sularının periyodik salınımlarıdır. Dalga oluşumunun temel nedeni rüzgârlardır. Deniz yüzeyini yalayarak esen rüzgârlar, sürtünme nedeniyle durgun sulara hareket kazandırır. Deniz yüzeyi pürüzlenir ve sürekli biçim değiştirir. Deniz yüzeyinin salınım hareketine dalgalanma deniz yüzeyinde beliren pürüze dalga denir. Rüzgârlar dışında depremler, volkanik hareketler ve deniz altında çökmelerde dalgaları oluşturur. Bu tür dalgalara tsunami denir. 
65     Dam: Köy ailelerinin geçici bir süre için yararlandıkları yerleşme biçimidir. Bölge köy yerleşmelerinde bir kısım aileler, birkaç aylık süre için köylerinden ayrılarak, kendi bahçe, tarla ve otlaklarındaki damlarda oturduktan sonra, tekrar köylerine dönerler. 
66     Debi: Bakınız: Akarsu Akımı. 
67     Delta: Akarsuların denize ulaştıkları yerlerde taşıdıkları maddeleri biriktirmesiyle oluşan üçgen biçimli alüvyal ovalardır. Deltalar, taban seviyesi ovalarının bir çeşididir. Onlardan ayrılan yönü biriktirmenin deniz içinde olmasıdır. 
68     Deniz: Okyanusların kıta içlerine doğru uzanan kollarına deniz denir. Denizler okyanuslarla bağlantılarına göre ikiye ayrılır. 
69     Denizlerin Ortalama Derinliği: Denizlerin ortalama derinliği 4000 m dir. Dünya’nın  en derin yeri olan Mariana Çukuru deniz seviyesinden 11.035 m derinliktedir. 
70     Deprem: Yerkabuğunun derinliklerinde doğal nedenlerle oluşan salınım ve titreşim hareketleridir. 
71     Derin Deniz Çukurları: Sima üzerinde hareket eden kıtaların, birbirine çarptıkları yerlerde bulunur. Yeryüzünün en dar bölümüdür. 
72     Derin Deniz Platformu: Kıta yamaçları ile çevrelenmiş, ortalama derinliği 6000 m olan yeryüzünün en geniş bölümüdür. 
73     Diyorit: Birbirinden gözle kolayca ayrılabilen açık ve koyu renkli minerallerden oluşan iç püskürük bir taştır. İri taneli olanları, ince tanelilere göre daha kolay dağılır. 
74     Dolin: Kalker platolar üzerinde görülen, oval şekilli erime çukurluklarıdır. Genellikle derinlikleri az, genişlikleri fazladır. Türkiye’de özellikle Toroslar’da dolinler yaygın olarak görülür. Halk arasında kokurdan, koyak, tava gibi adlar verilir. Dolinler oluşum şekillerine göre iki gruba ayrılır : 
75     Don Olayı: Havanın açık ve durgun olduğu kış gecelerinde aşırı ısınma nedeniyle toprak donar. Don olayı tarımsal üretime büyük ölçüde zarar verir. Karasal bölgelerde don olayı sık görülür. 
76     Dördüncü Zaman  (Kuaterner): Günümüzden 2 milyon yıl önce başladığı ve hala sürdüğü varsayılan jeolojik zamandır. Zamanın önemli olayları: İklimde büyük değişikliklerin ve dört buzul döneminin (Günz, Mindel, Riss, Würm) yaşanması. İnsanın ortaya çıkışı. Dördüncü zamanı karakterize eden canlılar mamut ve insandır. 
77     Duvar ve Atlas Haritaları: Eğitim ve öğretim amacına yönelik haritalardır. Ölçekleri 1 / 1.100.000'dan daha küçüktür. Dünya'nın tümünü, kıtaları veya ülkeleri gösterirler. 
78     Düden: Kalkerli arazide erime ile oluşan daire biçimli kapalı çukurluklara düden denir. Düdenler yer altı sularını birbirine bağlayan kanallardır. Düdenlere halk arasında su çıkan, su batan gibi adlar da verilir. 
79     Dünya: Güneş Sistemi'nin 9 gezegeninden biridir ve Güneş'e olan uzaklığı bakımından 3. Sırada bulunur. 
80     Dünyanın Yıllık Hareketi: Dünya ekseni çevresinde hareket ederken aynı zamanda saat ibresinin tersi yönde, Güneş'in çevresinde de döner. Bu hareketini elips bir yörüngede 365 gün 6 saatte tamamlar. Buna 1 Güneş yılı denir. Dünya'nın yıllık hareketi sırasında, Güneş'in çevresinde çizdiği yörünge  düzlemine ekliptik denir. Yörünge şeklinin elips olması nedeniyle Dünya yıllık hareket sırasında Günöte - Günberi konumuna gelir.
81:debbağ:deri işleyen kimse.
82darüttıp:hastane:
83demografi:nüfus bilimi  ilgili kavram,
84dirlik:osmanlı  devletinde hizmet karşılığnda verilen topraklardır.
85Darüşşafaka: İstanbul'da öksüz ve yetim çocukların eğitimini sağlamak amacıyla açılan ilk parasız yatılı ilköğretim ve liseden oluşan eğitim kurumu.


E
86     Ekliptik: Dünya'nın yörüngesinden geçtiği varsayılan düzleme Ekliptik veya Yörünge Düzlemi denir. 
87     Ekonomi Haritaları: Dünya’nın bütününün ya da bir bölümünün ekonomik özelliklerini gösteren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla endüstri kuruluşlarının türü, sayısı, dağılışı, çalışanların sayısı hakkında bilgi edinilir. 
88     Eksosfer (Jeokronyum): Atmosferin en üst tabakasıdır. 
89     Enlem: Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç paraleli olan Ekvator'a uzaklığının açısal değeridir. Q açısı, D noktasının Ekvator'a olan uzaklığının açı cinsinden değeridir ve D noktasının enlem derecesini verir. Örnek: Q açısının değeri 45 ise, D noktasının enlem derecesi 45° dir. 
90     Epirojenez: Karaların toptan alçalması ya da yükselmesi olayına epirojenez denir. 
91     Erozyon: Toprak örtüsünün, akarsuların, rüzgârların ve buzulların etkisiyle süpürülmesine erozyon denir. 
92     Erime Dolini: Kalker yüzeyler üzerinde, yağış sularının eritmesiyle oluşan karstik şekildir.  Erime dolinlerinin tabanında yüzey sularının derine doğru  sozdığı çatlak ve delikler bulunur. Dolin tabanlarında erimeden geriye kalan killi materyalin birikmesiyle oluşan terra rossa toprakları bulunur. 
93     Eş Aralık: Bakınız: İzohips Aralığı. 
94     Eş derinlik eğrisi: Bakınız: İzohips  Eğrisi. 
95     Eş yükselti  Eğrisi: Bakınız: İzohips  Eğrisi. 
96     Etezien: Balkan Yarımadası’ndan Kuzey Ege kıyılarına doğru esen soğuk rüzgârlardır. 
97Endüstrileşme: Endüstrileşmek işi sanayileşme.
98Eskiz: Taslak.
99 Etaplı: Yerleşmiş sakin İstanbul’da yerleşmiş Rumlar veya Batı Trakya’daki Türkler için kullanılır.
100Ekvator: Yer yuvarlağının eksenine dik olarak geçtiği ve yer yuvarını iki eşit parçaya böldüğü varsayılan en büyük çember eşlek istiva hattı.

F 
101   Falez (Yalıyar): Dalgalar aşındırma yaparken önce çarptıkları kıyı boyunca bir çentik açar. Buna dalga oyuğu denir. Dalga oyukları derinleştikçe üzerindeki kütleler kopar ve düşer. Böylece kıyı boyunca diklikler oluşur. Bu dikliklere falez ya da yalıyar adı verilir. Türkiye’de, Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında güzel falez örnekleri görülmektedir. 
102   Fay: Yerkabuğu hareketleri sırasında şiddetli yan basınç ve gerilme kuvvetleriyle blokların birbirine göre yer değiştirmesine fay denir. 
103   Fay açısı: Dikey düzlem ile fay düzlemin yaptığı açıya fay açısı denir. 
104   Fay aynası: Fay oluşumu sırasında yükselen ve alçalan blok arasındaki yüzey kayma ve sürtünme nedeniyle çizilir., cilalanır. Parlak görünen bu yüzeye fay aynası denir 
105   Filat: Kil taşının (şist) yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu oluşur. 
106   Fiziki Haritalar: Yeryüzünün kabartı ve çukurluklarını gösteren orta ya da büyük ölçekli haritalardır. Fiziki haritalar hazırlanırken eş yükselti ve eş derinlik eğrileri geniş aralıklarla geçirilir. Bu aralıklar çeşitli renklerle boyanır. Yükseltiler genellikle yeşil, sarı ve kahverenginin çeşitli tonları ile, derinlikler ise açıktan koyuya mavi rengin tonları ile gösterilir. 
107   Fosil: Jeolojik devirler boyunca yaşamış canlıların taşlamış kalıntılarına fosil denir. 
108Felsefe: Varlığı ve bilgiyi sorgulayan bir disiplin.
109 Finans: Para, mal. Mali işler.
110Ferman: Osmanlı padişahlarının herhangi bir konu üzerinde yazdığı emir.
111  Fıtri: Doğuştan.
112 Fatih: Zafer kazanan, fetheden kimse İslam devletlerinde bir ülkeyi veya bir şehri savaşarak alan hükümdar ve komutanlara verilen unvan.

G 
113   Galeri Ormanları: Savanlardaki, küçük akarsu boylarında görülen, çoğunlukla 50–100 m genişliğinde, bir akarsu ağı biçiminde uzanan ve sürekli yeşil kalabilen nemli ormanlardır. Galeri ormanları olarak adlandırılmalarının nedeni, ağaçların, akarsuyun üstünü bir galeri şeklinde kapatmasıdır. 
114   Gayzer: Volkanik yörelerde yeraltındaki sıcak suyun belirli aralıklarla fışkırması ile oluşan kaynaklardır. 
115   Gel – Git: Ay’ın ve Güneş’in çekim gücünün etkisiyle Dünya’daki su kütlelerinin alçalması ve yükselmesi olayıdır. Ancak Ay, Dünya’ya en yakın gök cismi olduğundan gel git olayında daha etkilidir. Bir yerdeki gel-git, gün içinde 2 kabarma 2 çekilme biçiminde 6 saatte bir gerçekleşir.   Bu seviye değişmelerinde her gün bir önceki güne göre 50 dakikalık bir gecikme olur. Çünkü ay, Dünya’nın çevresindeki dönüşünü 24 saat 50 dakikada   tamamlamaktadır. 
116   Gnays: Granitin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu   oluşur. 
117   Göçler: Nüfusun  geçici veya sürekli olarak yer değiştirmesidir. Göçler, hızlı nüfus artışının doğal bir sonucudur. Bir bölgedeki nüfusun, artmasında veya azalmasında göçlerin büyük etkisi vardır. 
118   Göl: Karalar üzerindeki çukur alanlarda birikmiş ve belirli bir akıntısı olmayan durgun su kütlelerine göl denir. Göller tek tek bulundukları gibi yan yana birden fazla da bulunabilirler. Göllerin yan yana bulundukları bölgelere göller yöresi denir. 
119   Grafik Ölçek: Bakınız: Çizgi ölçek. 
Granit: İç püskürük bir taştır. Kuvars, mika ve feldspat mineralleri içerir. Taneli olması nedeniyle mineralleri kolayca görülür. Çatlağı çok olan granit kolayca dağılır, oluşan kuma arena denir. 
120   Günberi (Perihel): Dünya'nın, Güneş'e en çok yaklaşıp,  yörüngede en hızlı döndüğü gündür. Dünya Günberi konumuna 3 Ocak'ta gelir. 
121   Günöte (Aphel): Dünya'nın, Güneş'ten en çok uzaklaştığı, yörüngede en yavaş döndüğü gündür. Dünya Günöte konumuna 4 Temmuz'da gelir.   
122  Erozyon: Yeryüzündeki kayaçların toprakların rüzgarlar seller ve buzulların etkisiyle aşınarak sürüklenip gitmesi.
123    Etkili vatandaş: Vatandaşlık ödev ve sorumluluklarının bilincinde olup onun gereğine inanan ve yapan vatandaşa denir.
124Eyalet: Osmanlı Devleti’nde en büyük sivil ve askeri yönetim bölgesi.
125Empati: Kendini duygu ve düşüncede bir başkasının yerine koyabilme.

H 
126   Harita: Dünya’nın bütününün ya da bir bölümünün kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmış şekline harita denir. Bir çizimin harita özelliği taşıyabilmesi için;- Kuşbakışı görünüme göre çizilmesi,- Arazi üzerindeki uzunlukların belli bir oranda küçültülmesi gerekir. 
127   Harita Anahtarı (Lejant): Haritada kullanılan özel işaretlerin ne anlama geldiğini gösteren bölümdür. Her haritanın kullanım amacına göre farklı işaretler kullanılır. 
128   Harita Ölçeği: Harita üzerinde belli iki nokta arasındaki uzunluğun, yeryüzündeki aynı noktalar arasındaki uzunluğa oranıdır. Diğer bir deyişle, gerçek uzunlukları harita üzerine aktarırken kullanılan küçültme oranıdır. Örneğin: Boğaz Köprüsü'nün gerçekte 1074 m olan iki ayağı arası uzaklık, ölçeği bilinmeyen bir haritada yaklaşık 0.5 cm gösterilmiştir. Haritanın ölçeğini bulmak için harita üzerindeki uzunluğu gerçek uzunluğa oranlarız. Buna göre haritanın ölçeği yaklaşık 1/200.000'dir. 
129   Heyelan: Toprağın, taşların ve tabakaların bulundukları yerlerden aşağılara doğru kayması ya da düşmesine toprak kayması ve göçmesi denir. Ülkemizde bu olayların tümüne birden heyelan adı verilir. Yerçekimi, yamaç zemin yapısı, eğim ve yağış koşulları heyelana neden olan etmenlerdir. 
130   Hidrografya Haritaları: Bir bölgenin su potansiyeli (akarsular, göller, yeraltı suları, kaynaklar) hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla akarsuların drenaj tipi, akım miktarı, kanallar, göl sularının özellikleri, yeraltı sularının türü, kaynakların türü sayısı ve verimlilik derecesi hakkında bilgi edinilir. 
131   Hipsografik  Eğri: Yeryüzünün yükseklik ve derinlik basamaklarını gösteren eğridir. 
132Heyet: Kurul.
133Hidrolik enerjisi: Sudan elde edilen enerji türü.
134Hoşgörü: Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar saygılı olma durumu.
135Hükümran: Egemen.
136Halk oylaması: Halkın türlü siyasi ve toplumsal sorunlar karşısında olumlu veya olumsuz görüşünü belirlemek için başvurulan oylama plebisit revandım.

I 
137   Işıma: Yeryüzü kazandığı enerjinin bir bölümünü atmosfere geri verir. Buna yer ışıması denir.  Güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşamadığı saatlerde (gece) ve güneş ışınlarının yere değme açılarının küçüldüğü aylarda yer ışıması artar. Ayrıca, zeminin yapısı da yer ışıması üzerinde etkilidir. Örneğin yeryüzünün bitki ile kaplı alanlarında yer ışıması az ve yavaşken çılak arazilerde ısı kaybı daha hızlı ve fazla olur. 
138  İaşe: Yedirip içirme beslenme bakma.
139İcra: Borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi adli bir kuruluş aracılığıyla yerine getirme.
140İdealist: Ülküsü olan. İdealizm öğretisine bağlı filozof.

İ 
141   İç Deniz: Okyanuslara boğazlar aracılığıyla  bağlanan kara içlerine sokulmuş denizlere denir. Örnek: Akdeniz, Kızıldeniz, batlık Denizi, Karadeniz, Marmara Denizi, Azak Denizi 
142   İklim: Geniş bir bölge içinde ve uzun yıllar boyunca değişmeyen ortalama hava koşullarına iklim denir. 
143   İlkel Zaman: Günümüzden yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. İlkel zamanın yaklaşık 4 milyar yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. Zamanın önemli olayları: Sularda tek hücreli canlıların ortaya çıkışı. En eski kıta çekirdeklerinin oluşumu. İlkel zamanı karakterize eden canlılar alg ve radiolariadır. 
144   İkinci Zaman (Mezozoik): Günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. İkinci zamanın yaklaşık 160 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. İkinci zamanı karakterize eden dinazor ve ammonitler bu zamanın sonunda yok olmuşlardır. Zamanın önemli olayları: Ekvatoral ve soğuk iklimlerin belirmesi. Kimmeridge ve Avustrien kıvrımlarının oluşumu. İkinci zamanı karakterize eden canlılar ammonit ve dinazordur. 
145   İndirgenmiş Sıcaklık: Yeryüzünde  sıcaklığın enleme bağlı dağılışını gösteren haritalar çizilirken yükseltinin sıcaklık üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak için indirgenmiş sıcaklık değerleri kullanılır. Bir yerin yükseltisinin sıfır (0 m) kabul edilerek hesaplanan sıcaklığına indirgenmiş sıcaklık denir. Bir yerin indirgenmiş sıcaklığını hesaplamak için yükseltiden kaynaklanan sıcaklık farkı hesaplanır. Bu fark o yerin gerçek sıcaklığına eklenir. 
146   İyonosfer: Mor ötesi (ultraviyole) ışınlarının, molekülleri parçalayarak iyonlar haline getirdiği atmosfer katmanıdır. 
147   İzobath eğrisi: Bakınız: İzohips  Eğrisi. 
148   İzohips Aralığı (Eş Aralık): İzohipsler haritaların ölçeğine uygun olarak belirlenen yükselti aralıkları ile çizilir. Bu aralığa izohips aralığı ya da eş aralık denir. 
149   İzohips (Eş yükselti) Eğrisi: Deniz seviyesinden aynı yükseklikteki noktaları birleştiren eğriye eş yükselti (izohips) eğrisi, aynı derinlikteki noktaları birleştiren eğriye eş derinlik (izobath) eğrisi denir. 
150   İzoterm Haritaları: Bir bölgede, eş sıcaklıktaki noktaları birleştiren eğriye izoterm denir. İzotermler yardımıyla çizilen izoterm haritalarından, bir bölgedeki sıcaklık dağılışı hakkında bilgi edinilir. Sıcaklık dağılışını daha iyi gösterebilmek için, bu haritalar sıcaklık basamaklarına uygun olarak renklendirilir. Sıcak yerler için kırmızının tonları soğuk yerler için mavinin tonları kullanılır.
151 İktisat: Ekonomi, tutum
152  İlke: Temel düşünce temel inanç umde unsur prensip.
153 İmaret: Yoksullara ve öğrencilere yiyecek dağıtmak için kurulmuş hayır kurumu.
154İrade: Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç.
155  İtilaf: Anlaşma uyuşma bağlaşma, oy birliği.

J
156   Jeosenklinal: Akarsular, rüzgârlar ve buzullar, aşındırıp, taşıdıkları maddeleri deniz ya da  okyanus tabanlarında biriktirirler. Tortullanmanın görüldüğü bu geniş alanlara jeosenklinal denir. 
157   Jeomorfoloji Haritaları: Bir bölgedeki şekillenme süreci yani iç ve dış güçlerin etkisiyle oluşan yer şekilleri hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalarda faylar, yamaçlar, vadi türleri, birikinti konileri, sekiler, ovalar ve daha bir çok yer şekli taranarak gösterilir. Yer şekillerinin kolay ayırt edilmesi amacıyla bu haritalar renklendirilir. 
158   Jeoterm Basamağı: Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm basamağı denir. 
159   Jips (Alçıtaşı): Beyaz renkli, tırnakla çizilebilen kimyasal tortul bir taştır. Alçıtaşı olarak da isimlendirilir. 
160
161
162
163

K 
164   Kalker (Kireçtaşı): Deniz ve okyanus havzalarında, erimiş halde bulunan kirecin çökelmesi ve taşlaşması sonucu oluşan taştır. 
165   Kant-Laplace teorisi: Güneş Sistemi’nin oluşumu ile ilgili farklı teoriler ortaya atılmıştır. En geçerli teori sayılan Kant-Laplace teorisine Nebula teorisi de denir. Bu teoriye göre, Nebula adı verilen kızgın gaz kütlesi ekseni çevresinde sarmal bir hareketle dönerken, zamanla soğuyarak küçülmüştür. Bu dönüş etkisiyle oluşan çekim merkezinde Güneş oluşmuştur. Gazlardan hafif olanları Güneş tarafından çekilmiş, çekim etkisi dışındakiler uzay boşluğuna dağılmış ağır olanlar da Güneş’ten farklı uzaklıklarda soğuyarak gezegenleri oluşturmuşlardır. 
166   Kapalı Havza: Sularını denize ulaştıramayan  havzalara kapalı havza denir. 
167   Karaların Ortalama Yüksekliği: Karaların ortalama yüksekliği 1000 m dir. Dünya’nın en yüksek yeri deniz seviyesinden 8840 m yükseklikteki Everest Tepesi’dir. 
168   Karayel: Türkiye’ye kuzeybatıdan esen soğuk rüzgarlardır. Kışın kar yağışlarına, yazın sağanak yağışlara neden olur. 
169   Karstik Göller: Eriyebilen kayaçların bulunduğu yerlerde oluşan göllerdir. 
170   Kaynak: Yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yere kaynak denir. Türkiye’de kaynaklara pınar, eşme, bulak ve göze gibi adlar da verilir. 
171   Kenar Deniz: Okyanus kıyılarında, okyanuslardan adalarla ayrılan denizlere denir. Örnek: Japon Denizi, Çin Denizi (Sarı Deniz), Umman Denizi, Kuzey Buz Denizi, Antiler, Tasman Denizi, Mercan Denizi, Bering Denizi, Karayip Denizi 
172   Kesir Ölçek: Haritalardaki küçültme oranını basit kesirle ifade eden ölçek türüdür.1 / 25.000, 1 / 500.000, 1 / 1.000.000 birer kesir ölçektir. Kesir ölçekte, pay ile paydanın birimleri aynıdır. Uzunluk birimi olarak santimetre (cm) kullanılır. Örneğin: 1 / 1.000.000 ölçeğinde, arazi üzerindeki 1.000.000 cm (10 km)'lik uzunluk harita üzerinde 1 cm gösterilmiştir. 
173   Kırağı: Soğuyan zeminler üzerindeki yoğunlaşmanın buz kristalleri şeklinde olmasıdır. Kırağının oluşabilmesi için de havanın açık ve durgun olması gerekir. 
174   Kırç: Aşırı soğumuş su taneciklerinden oluşan bir sis uzun süre yerde kaldığında, su taneciklerinin soğuk cisimlere çarparak buz haline geçmesidir. 
175   Kırgıbayır: Yarı kurak iklim bölgelerinde sel yarıntılarıyla dolu yamaçlara kırgıbayır (badlans) denir. 
176   Kıta: Denizlerin ortasında çok büyük birer ada gibi duran kara kütlelerine kıta denir. 
177   Kıta Platformu: Derin deniz platformundan sonra yüksek dağlar ile kıyı ovaları arasındaki en geniş bölümdür. 
178   Kıta Sahanlığı: Deniz seviyesinin altında, kıyı çizgisinden -200 m derine kadar inen bölüme kıta sahanlığı (şelf) denir. Şelf kıtaların su altında kalmış bölümleri sayılır. 
Kıta Yamacı: Şelf ile derin deniz platformunu birbirine bağlayan bölümdür. 
179   Kiltaşı (Şist): Çapı 2 mikrondan daha küçük olan ve kil adı verilen tanelerin yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır. 
180   Kom: Ekonomik faaliyetin büyük ölçüde hayvancılığa dayalı olduğu aileler veya kişiler tarafından oluşturulan geçici yerleşmelerdir. 
181   Konveksiyonel Yağış: Isınan havanın yükselerek soğuması ile oluşan yağışlardır. 
182   Kömür: Bitkiler öldükten sonra bakteriler etkisiyle değişime uğrar. Eğer su altında kalarak değişime uğrarsa, C (karbon) miktarı artarak kömürleşme başlar. C miktarı % 60 ise turba, C miktarı % 70 ise linyit, C miktarı % 80 – 90 ise taş kömürü, C miktarı  % 94 ise antrasit adını alır. 
183   Kör (Çıkmaz) Vadi: Karstik yörelerdeki akarsular bir düdende kaybolarak akışını yeraltında sürdürür. Bu akarsuların yeryüzünde süreklilik göstermeyen vadilerine kör (çıkmaz) vadi denir. 
184   Krivetz: Romanya’nın iç kesimlerinden Karadeniz kıyılarına doğru esen soğuk rüzgârlardır. 
185   Kroki: Bir yerin kuşbakışı görünümünün ölçeksiz olarak düzleme aktarılmasıdır. 
186   Kuaterner Zaman: Bakınız: Dördüncü Zaman. 
187   Kumsal: Kıyılarda dalga ve akıntıların taşıdıkları maddeleri biriktirmesi ile oluşan alanlara kumsal denir. Girintili-çıkıntılı bir kıyıda dalgalar, denize çıkıntı yapan dik burunlarda aşındırma, buradan kopardıkları maddeleri koy içlerine taşıyarak kumsalların oluşmasını sağlar. Bu nedenle kumsallar genellikle koy içlerinde yer alır ve bir şerit halinde uzanır. 
188   Kumtaşı (Gre): Kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır. 
189   Kumullar: Rüzgârların taşıdığı kumların çökelmesiyle kumullar oluşur. Gevşek yapıya sahip olan kumullar sürekli yer değiştirmektedirler. Orta Asya çöllerinde oluşan hilal biçimli kumullara ise barkan adı verilir. 
190   Kuraklık Sınırı: Bir bölgenin sıcaklık ve nem koşulları tarım ürünlerini, sulamaya duyulan gereksinimi etkilemektedir. Yaz kuraklığının belirgin olduğu bir yerde sulamaya duyulan gereksinim fazladır. Buna kuraklık sınırı denir. 
191Kampanya: Politika, ekonomi, kültür vb. alanlarda belirli bir süredeki etkinlik dönemi.
192Kaşif: Bulucu.
193Katılım: Bir topluluğa girmek iştirak etmek ortak kalma benimsemek.
194Kısas: Bir suçluyu başkasına yaptığı kötülüğü aynı biçimde uygulayarak cezalandırma.
195Konferans: Topluluğa bir konuda bilgi vermek amacıyla yapılan konuşma. Uluslarası bir sorunun çözülmesi için yapılan toplantı.

L 
196   Lapya: Kalkerli yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları küçük oluklardır. Oluşan çukurluklar keskin sırtlarda yan yana sıralandığından yüzey pürüzlüdür. Büyüklükleri birkaç cm ile birkaç metre arasında değişir. 
197   Lav: Volkanlardan çıkarak yeryüzüne kadar ulaşan eriyik haldeki malzemeye lav denir. 
198   Lejant: Bakınız: Harita Anahtarı. 
199   Litosfer: Bakınız: Taşküre. 
200Liberal: Serbest ekonomiden yana olan kimse. 
201 Lokomotif: Tren vagonları çeken tekerlekli buharlı elektrikli termik motorlu veya sıkıştırılmış havalı makine.
202Laiklik: Devletin dinler arasında ve dini görüşlerle dini olmayan görüşler arasında olumlu ya da olumsuz ayrımcılık yapmaması.
203 Lif: Her türlü maddeyi oluşturan ince ve uzun parça.

M 
204   Mağara: Kalkerli arazilerde çatlaklar boyunca yeraltına sızan suların oluşturduğu büyük boşluklara mağara denir. Damlataş, Narlıkuyu, Düden, İnsuyu, Kızılin mağaraları en ünlüleridir. 
205   Maksimum Nem (Doyma Miktarı): 1m3 havanın  belli bir sıcaklıkta taşıyabileceği nemin gram olarak ağırlığıdır. Hava kütleleri ısındıkça genleşip hacimleri artar. Bu nedenle nem alma ve taşıma kapasiteleri de artar. Eğer hava taşıyabileceği kadar nem alırsa doyma noktasına ulaşır ve doymuş hava adını alır. Örneğin: 20°C sıcaklığa  sahip bir hava kütlesinin taşıyabileceği nem miktarı 17,32 gr/m3’tür. Bu hava kütlesinin sıcaklığı 30°C’ ye yükseldiğinde havanın hacmi genişleyeceği için taşıyabileceği nem miktarı da artar ve doyma noktası 30,4 ge/m3’e yükselir. Bu nedenle hava kütlesinin doyması için aradaki fark (13.08 gr) kadar nem yüklenmesi gerekir. 
206   Manto: Dünya’nın Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır. 100-2890 km’ler arasında bulunan mantonun yoğunluğu 3,3-5,5 g/cm3 sıcaklığı 1900-3700 °C arasında değişir. Manto, yer hacminin en büyük bölümünü oluşturur. Yapısında silisyum, magnezyum , nikel ve demir bulunmaktadır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı plastiki özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülür. 
207   Matematik Konum: Dünya üzerinde bir nokta veya alanın yerinin belirlenmesi için, o noktanın Ekvator'a ve başlangıç meridyenine olan uzaklığının bilinmesi gerekir. Bunun için enlem ve boylam kavramlarından yararlanılır. Örnek: Türkiye 36° - 42° Kuzey enlemleri,   26° - 45° Doğu boylamları arasında yer alır. 
208   Mercan Kalkeri: Mercan iskeletlerinden oluşan organik bir taştır.  Temiz, sıcak ve derinliğin az olduğu denizlerde bulunur. Ada kenarlarında topluluk oluşturanlara atol denir. Kıyı yakınlarında olanlar ise, mercan resifleridir. 
209   Menderes: Akarsu yatak eğiminin azalması, akarsuyun akış hızının ve aşındırma gücünün azalmasına neden olur. Akarsu büklümler yaparak akar. Akarsuyun geniş vadi tabanı içinde, eğimin azalması nedeniyle yaptığı büklümlere menderes denir. Menderesler yapan akarsuyun, uzunluğu artar ancak akımı azalır. Taban seviyesinin alçalması nedeniyle menderesler yapan bir akarsuyun, yatağına gömülmesiyle oluşan şekle gömük menderes denir. 
210   Mermer: Kalkerin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması, yani metamorfize olması sonucu oluşur. 
211   Mezozoik Zaman: Bakınız: İkinci Zaman. 
212   Mezra: bazı ailelerin tarım alanlarının az olması, kan davaları gibi nedenlerle bulundukları sürekli yerleşmelerden ayrılıp daha uzak bir yere yerleşmesiyle oluşmuş yerleşmelerdir. Tarımsal faaliyetler hayvancılığa göre ön plandadır. Bir kaç  ev ve eklentilerden oluşan mezralar zamanla sürekli yerleşme haline gelebilir. Örneğin Elazığ, Harput’un bir mezrası iken zamanla büyüyerek kent haline gelmiştir. 
213   Mistral: Fransa’nın iç kesimlerinden Rhone Vadisi’ni izleyerek Akdeniz kıyılarına doğru kışın esen soğuk rüzgârlardır. 
214   Muson Ormanları: Yağışın fazla olduğu yerlerde, kış aylarında yapraklarını döken yayvan yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar görülür. Bu ormanlara muson ormanları denir. 
215   Mutlak Nem (Varolan Nem): 1m3 havanın içindeki su buharının gram olarak ağırlığına mutlak nem denir. Mutlak nem, sıcaklığa bağlı olarak, Ekvator’dan kutuplara doğru, denizlerden karalara doğru ve yükseklere çıkıldıkça azalır. 
216Mozaik: Değişik dillere ve kültürlere sahip insan topluluğu.
217Müderris: Medreselerde ders veren hoca.
218  Müttefik: Aralarında anlaşma olan taraflar.
219  Mozaik: Değişik dillere ve kültürlere sahip insan topluluğu.
220 Miting: Gösteri amacıyla veya bir olaya dikkati çekmek için genellikle açık yerlerde yapılan toplantı
N 
221   Narenciye: Bakınız: Turunçgiller. 
222   Nebula Teorisi: Bakınız: Kant-Laplace teorisi. 
223   Nefometre: Bulutluluk gökyüzünü kaplayan bulutların miktarı 10 ya da 8 eşit parçaya bölünmüş ve nefometre adı verilen bir araç ile ölçülür. Nefometre ufku kaplayacak şekilde tutularak bulutla kaplı pencereler sayılır. Bulutla kaplı pencere sayısının tüm pencere sayısına oranı da bulutluluğu verir. 
224   Nem: Yeryüzündeki su kütlelerinden buharlaşan su, atmosferin nemlenmesine yol açar. Atmosferdeki su buharına hava nemliliği de denir. Önemli bir sıcaklık etmeni olan atmosferdeki su buharının miktarı, yere ve zamana göre değişir. 
225   Neozoik Zaman: Bakınız: Üçüncü Zaman. 
Normal Hava Basıncı: 45° enlemlerinde, deniz seviyesinde ve 15°C sıcaklıkta ölçülen basınca normal hava basıncı denir. 
226   Nüfus: Sınırları belli bir alanda yaşayan insan sayısına nüfus denir. 
227   Nüfus Artış Hızı: Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına doğal nüfus artış hızı ya da doğurganlık hızı denir. 
228   Nüfus Haritaları: Dünya’nın bütününde ya da bir bölümündeki nüfusun dağılışı ve özellikleri hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalarda nüfus dağılışı noktalama ile gösterilir. Nüfus yoğunluğu haritaları ise renklendirilir. 
229   Nüfus Yoğunluğu: Belli bir alanda yaşayan nüfusun, o alana oranıdır. Ülkenin genişliği ve toplam nüfus hakkında bilgi verir. Kişi/km2 olarak gösterilir. 
230Mahlas: Takma ad.
231 Mansıp: Makam yüksek memuriyet.
232 Meç: Süngü gibi yalnız batırarak yaralamaya yarayan kısa düz kılıç.
233   Meşrutiyet: Parlamentoda görüşülen kararların en son olarak hükümdarın iradesine sunulduğu yönetim biçimi.
O 
234   Oba: Daha çok göçebe hayvancılık yapan toplulukların geçici olarak yerleşip, çadır kurdukları yerleşmelerdir. 
235   Obruk: Baca veya kuyu şeklinde, keskin köşeli, derin çukurluklara obruk denir. Derinliği 250-300 m’yi bulabilen obrukların bazılarının tabanında göl bulunur. Türkiye’de İç Anadolu’nun güneyinde ve Toroslar’da yaygın olarak obruklar görülür. İçel’deki Cennet-Cehennem mağaraları ve Konya’daki Kızören obruğu ülkemizdeki en güzel örneklerdir. 

236   Obsidyen (Volkan Camı): Siyah, kahverengi, yeşil renkli ve parlak dış püskürük bir taştır. Magmanın yeryüzüne çıktığında aniden soğuması ile oluşur. Bu nedenle camsı   görünüme sahiptir. 
237   Okyanus: Kıtaları birbirinden ayıran geni su kütlelerine okyanus denir. Örnek: Atlas Okyanusu, Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu), Hint Okyanusu                                                                                   
238   Ormanaltı Florası: Orman örtüsü altında loş ortamda yetişen, çoğunlukla ot ve sarmaşık türlerinin oluşturduğu bitki topluluğudur. 
239   Orojenez (Dağ Oluşumu): Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma hareketleriyle yükselmesi olayına dağ oluşumu  ya da orojenez denir. 
240   Orografik Yağışlar: Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır. 
241   Otlak: Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların otlatıldığı alanlara otlak denir. 
242  Ortak miras: İnsanların tarih sahnesinde var olduğu andan itibaren ortaya koyduğu ve günümüze kadar ulaşan tüm insanlığa ait eserler.
243Oligarşi: Siyasi gücün birkaç kişilik bir grubun elinde toplandığı yönetim aristokrasinin daralmış biçimi.
244Objektif: Nesnel.
245  

Ö 
246   Örtü buzulu: Çok geniş alanlara yayılan, kilometrelerce alan kaplayan buzul türüdür. 
247   Özel Konum: Dünya üzerindeki bir yerin çevresine, denizlere, yer şekillerine, anayollara, geçitlere ve komşularına göre konumudur.Özel Konum; İklim koşullarını, Doğal bitki örtüsünü, Tarımsal etkinlikleri, Nüfus ve yerleşme biçimini,  Ekonomik etkinlikleri, Ulaşım olanaklarını, Siyasal ve kültürel yapıyı etkiler. 
248 Ölçek: Bir harita veya resimde görülen uzaklıklarla bunların işaret ettiği karşılandığı gerçek uzunluklar arasındaki orantı.
249Özerk: Aynı bir yasaya bağlı olarak kendi kendini yönetme yetkisi.
250Önerge: Meclis kongre
P 
251   Paleozoik Zaman: Bakınız: Birinci Zaman. 
Peribacası: Özellikle volkan tüflerinin yaygın olarak  bulunduğu vadi ve platoların yamaçlarında sel sularının aşındırması ile oluşan özel yeryüzü şekillerine peribacası denir. Bazı peribacalarının üzerinde şapkaya benzer, aşınmadan arta kalan sert volkanik taşlar bulunur. Bunlar volkanik faaliyet sırasında bölgeye yayılmış andezit ya da bazalt kütleridir. Peribacalarının en güzel örnekleri ülkemizde Nevşehir, Ürgüp ve Göreme çevresinde görülür. 
252   Plan: Bir yerin kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmasıdır. Plan bir tür büyük ölçekli haritadır. 
253   Plato: Akarsu vadileriyle derince yarılmış düz ve geniş düzlüklerdir. 
Peneplen: Geniş arazi bölümlerinin, akarsu aşınım faaliyetlerinin son döneminde deniz seviyesine yakın hale indirilmesiyle oluşmuş, az engebeli şekle peneplen (yontukdüz) denir. 
254   Perihel: Bakınız: Günberi. 
255   Polye: Karstik yörelerdeki genişliği birkaç kilometre olan, uzunluğu 20-30 kilometreyi bulan, hatta geçebilen ova görünümlü büyük karstik çukurlara polye denir. Türkiye’de özellikle Toroslar’da polyeler yaygındır. Örneğin; Akdeniz Bölgesi’ndeki Ketsel, Elmalı ve Akseki ovası birer polyedir. 
256   Poyraz: Türkiye’nin hemen her yerinde esen rüzgârlardır. Yaz poyrazı serinletici etki yapar. Kışın ise kuru soğuklara neden olur. 
257   Projeksiyon: Dünya’nın küreselliği nedeniyle, haritalarda ortaya çıkan hataları en aza indirmek için çeşitli yöntemler kullanılır. Bunun için yerkürenin paralel ve meridyen ağının belirli kurallara göre düz bir kâğıda geçirilmesi gerekir. Bu sisteme izdüşümü denir. 
258  Patent: Bir buluşun veya o buluşu uygulama alanında kullanma hakkının bir kimseye ait olduğunu gösteren belge.
259Politika: Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı siyaset.
260Parti: Ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasal topluluk fırka.

R 
261   Rüzgâr: Hava kütlelerinin yatay yöndeki hareketlerine rüzgâr denir. 
262   Rüzgâr Erozyonu: Bitki örtüsünün olmadığı ya da cılız olduğu yerlerde toprağın rüzgarlarla yerinden kopartılarak taşınmasına rüzgar erozyonu denir. 
263   Rüzgârın Frekansı (Esme Sıklığı): Rüzgârın yıl içinde belirli bir yönden esme sıklığına rüzgâr frekansı denir. Esme sıklığı rüzgâr frekans gülleri ile gösterilir. Bir bölgede belirli bir sürede rüzgârların en sık estiği yöne egemen rüzgâr yönü denir. Örneğin Ankara Meteoroloji İstasyonu verilerine göre, Ankara’ya ait yıllık ortalama rüzgâr frekans gülüne bakıldığında, yıl içinde kuzeydoğudan esen rüzgârların toplam 5000 esme sayısı ile en fazla olduğu görülür. Yani egemen rüzgâr yönü kuzeydoğudur.  
264  Rezerv: Saklanmış biriktirilmiş şey
265Rüştiye: Ortaokul derecesinde olan eğitim kurumu.
266 Rakım: Bir yerin deniz seviyesine göre yüksekliği.
267 Rejim: Yönetme düzenleme biçimi düzen.

S 
268   Sarkıt-Dikit: Kalsiyum karbonatça zengin suların mağara tavanından sızarak içindeki kirecin tavanda birikmesi ile sarkıtlar, damlayarak tabanında birikmesi ile dikitler oluşur. Karstik alanlardaki mağaralarda görülen bu şekillerin en güzel örnekleri Damlataş Mağarası’nda bulunmaktadır. 
269   Seki (Taraça): Yatağına alüvyonlarını yaymış olan akarsuyun yeniden canlanarak yatağını kazması ve derinleştirmesi sonucunda oluşan basamaklardır. Taban seviyesinin alçalması nedeniyle, tabanlı bir vadide akan akarsuyun aşındırma gücü artar. Yatağını derine doğru kazan akarsu vadi tabanına gömülür. Eski vadi tabanlarının yüksekte kalması ile oluşan basamaklara seki ya da taraça denir. 
270   Sıcaklık: Sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde havanın nem alma kapasitesi de yüksek olduğu için buharlaşma artar, düşük olduğu yerlerde ise buharlaşma azalır. 
271   Sırt: İki akarsu vadisini birbirinden ayıran ve birbirine ters yönde eğimli yüzeyleri birleştiren yeryüzü şeklidir. Sırtların üzeri düz olabileceği gibi keskin de olabilir. 
272   Sirk buzulu: Dağların tepesindeki ve yüksek yamaçlardaki küçük çanaklarda yeni oluşmaya başlayan buz türüdür. 
273   Siyasi ve İdari Haritalar: Yeryüzünde veya bir kıtada bulunan ülkeleri, bir ülkenin idari bölünüşünü, yerleşim merkezlerini gösteren haritalardır. Bu haritalardan uzunluk ve alan bulmada yararlanılır. Ancak yer şekilleri hakkında bilgi edinilemez. 
274   Siyenit: Yeşilimsi, pembemsi renkli iç püskürük bir taştır. Adını Mısır’daki Syene (Asuvan) kentinden almıştır. Siyenit dağılınca kil oluşur. 
275   Step: Bakınız: Bozkır. 
276   Stratosfer: Troposferin üstündeki atmosfer katmandır. 
277   Sürekli Rüzgârlar: Genel Hava dolaşımına bağlı, sürekli basınç kuşakları arasında yıl boyunca yön değiştirmeden esen rüzgârlardır. 
278  Seferberlik: Bir ülkenin silahlı kuvvetlerini savaşa hazır duruma getiren ülkenin ekonomisini yönetimini savaş gereklerine uyacak duruma sokan hazırlık ve önlemlerin tümü.
279   Soğuk savaş: Sovyet Bloğu ülkeleri ile batılı güçler arasında 1945'den 1990'a kadar devam etmiş olan uluslararası siyasi ve askeri gerginlik.
280   Sömürge: Bir devletin kendi ülkesinin sınırları dışınca egemenlik kurarak yönettiği ekonomik veya siyasal çıkarlar sağladığı ülke sömürülen ülke müstemleke koloni.
Ş 
281   Şemosfer: Atmosferin stratosfer ile İyonosfer arasındaki katmanıdır. 
282Şehirleşme: Özellikle sanayinin gelişmesi sonucu nüfusun şehirlerde toplanması ve şehir alanlarının genişlemesi süreci.
283  Şuur: Bilinç.
T 
284   Takke buzulu: Dağların bütün yamaçlarını kuşatan buzul türüdür. 
285   Taraça: Bakınız: Seki. 
286   Taşküre (Litosfer): Dünya'nın manto katmanının  üstünde yer alan ve yeryüzüne kadar uzanan katmanıdır. Kalınlığı ortalama 100 km’dir. Taşküre’nin ortalama 35 km’lik üst bölümüne yerkabuğu denir. 
287   Tebeşir: Derin deniz canlıları olan tek hücreli Globugerina (Globijerina)’ların birikimi sonucu oluşur. Saf, yumuşak, kolay dağılabilen bir kalkerdir. Gözenekli olduğu için suyu kolay geçirir. 
288   Tektonik Göller: Yerkabuğunun tektonik hareketleri sırasında oluşan çanaklardaki göllerdir. 
289   Tepe: Bir doruk noktası ve onu çevreleyen yamaçlardan oluşmaktadır. 
Termik Basınç: Dünya’nın  küreselliği nedeniyle ısınma ve soğumaya bağlı oluşan basınçlardır. 
290   Termik Ekvator: Meridyenlerin en sıcak noktalarını birleştiren eğriye termik ekvator denir. 
291   Ters Alizeler (Üst Alizeler): Ekvator’dan (TAB), 30° enlemlerine (DYB) doğru esen üst rüzgârlardır. Her yerde ve her zaman görülmezler. Yeteri kadar sürekli ve güçlü değillerdir. 30° enlemleri çevresinde aşağıya doğru alçaldığından yağış oluşumunu engellerler. 
292   Topografya Haritaları: İzohips (eş yükselti) eğrisi yöntemi ile yapılır. Araziyi ölçekleri oranında ayrıntıları ile gösterirler. Ölçekleri 1 / 20.000 ile 1 / 500.000 arasında değişir. 1 / 20.000'den büyük ölçekli olanlar kadastro işlerinde ve askeri amaçlarla kullanılır. Bu haritalardan ölçek, uzunluk alan ve eğim hesaplamada yararlanılır. 
293   Toprak Haritaları: Bir bölgenin toprak özellikleri ve dağılışları hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalardan, yetiştirilecek ürünlerin belirlenmesi, buna bağlı olarak topraklardan daha iyi verim alınabilmesi gibi birçok konuda yararlanılır. 
294   Traverten: Kalsiyum biokarbonatlı yer altı sularının mağara boşluklarında veya yeryüzüne çıktıkları yerlerde içlerindeki kalsiyum karbonatın çökelmesi sonucu oluşan kimyasal tortul bir taştır. 
295   Traverten: Genellikle sıcak su kaynaklarının yakınında  ve kalsiyum karbonatlı suların yayılarak aktığı alanlarda, kirecin çökelmesi ile oluşan basamaklardır. En güzel örnekleri Denizli-Pamukkale’dedir. 
296   Troposfer: Atmosferin, yeryüzüne temas eden, alt bölümüdür. 
297   Tundra: Düşük sıcaklığa ve kuraklığa uyum sağlamış olan kısa boylu çalılar, otlar ve yosunlardır. Bu  bitki örtüsüne tundra adı verilir. 
298   Turunçgiller (Narenciye): Portakal, mandalina, greyfurt, turunç ve limon bitkilerine genel olarak turunçgil denir. 
299   Tsunami: Bakınız: Dalgalar. 
300   Türkiye’nin  Matematiksel Konumu: Türkiye 36° - 42° Kuzey enlemleri, 26°-45° Doğu boylamları arasında yer alır. 
301  Tahıl: Buğday arpa mısır yulaf çavdar pirinç vb. ürünlerin genel adı.
302Tarım: Faydalı zirai ürünler yetiştirme etkinliği.
303   Tekzip: Yalanlama.
U 
304   Uvala: Genişleyip, derinleşen dolinlerin birleşmesiyle oluşan, dolinlerden daha büyük çukurluklardır.  Uvaların düzensiz şekle sahip olması ve tabanlarındaki erimeden geriye kalan kalker çıkıntıları dolinlerden kolayca ayırt edilmesini sağlar. 
305Uygarlık: Zamanın olanakları ölçüsünde gelişen teknik uygulamalarla iyileştirilen yaşam koşullarının bütünü
306  Ulufe: Osmanlılarda kapıkulu askerlerine saray ve devlet kuruluşlarındaki bazı görevlilere üç ayda bir verilen ücret.
Ü 
307   Üçüncü Zaman (Neozoik): Günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Üçüncü zamanın yaklaşık 63 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. Zamanın önemli olayları: Kıtaların bugünkü görünümünü kazanmaya başlaması. Linyit havzalarının oluşumu. Bugünkü iklim bölgelerinin ve bitki topluluklarının belirmeye başlaması.  Alp kıvrım sisteminin gelişmesi. Nümmilitler ve memelilerin ortaya çıkışı. Üçüncü zamanı karakterize eden canlılar nummilit, hipparion, elephas ve mastadondur.  
308Üniforma: Silahlı kuvvetlerin resmi giysisi. Aynı işi yapanların giydikleri tüzükle belirtilmiş bir örnek giysi.
309
310

V 
311   Vadi: Akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağıza doğru sürekli  inişi bulunan, uzun çukurluklardır. 
312   Vadi buzulu: Sürekli beslenerek sirkten taşan ve vadi boyunca aşağı hareket eden buzul türüdür. 
313   Volkan Bacası: Mağmanın yeryüzüne ulaşıncaya kadar geçtiği yola volkan bacası denir. 
314   Volkanik Göller: Volkanik patlamalar ile oluşan çanaklardaki göllerdir. Krater gölü, kaldera gölü ya da maar gölü gibi çeşitleri vardır. 
315   Volkanik Tüf: Volkanlardan çıkan kül ve irili ufaklı parçaların üst üste yığılarak yapışması ile oluşan taşlara volkan tüfü denir. 
316   Volkanizma: Yerin derinliklerinde bulunan magmanın patlama ve püskürme biçiminde yeryüzüne çıkmasına volkanizma denir. 
317   Volkan Konisi: Lav, kül, volkan bombası gibi volkanik maddelerin üst üste yığılması ile oluşan koni biçimli yükseltiye volkan konisi, koni üzerinde oluşan çukurluğa krater denir. 
318Vergi: Kamu hizmetlerine harcanmak için hükümetin yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para.
319Velayet: Velilik otorite.
320Vakıf: Bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk ve paranın  idare edildiği yer.

Y 
321   Yağış: Havadaki nemin doyma noktasını aşıp, su damlacıkları, buz kristalleri veya buz parçacıkları şeklinde yoğunlaşmasına yağış denir. 
322   Yamaç: Yeryüzündeki eğimli yüzeylerdir.  
323   Yarma Vadi (Boğaz): Akarsuyun, iki düzlük arasında bulunan sert kütleyi derinlemesine aşındırması sonucunda oluşur. Vadi yamaçları dik, tabanı dardır. Akarsuyun yukarı bölümlerinde görülür. 
324   Yayla: Yaz aylarında hayvan otlatmak veya tarımsal faaliyette bulunmak amacıyla gidilen geçici yerleşmelerdir. Yaylalar dinlenmek  amacıyla gidilen yazlık sayfiye yerleri de olabilir. 
325   Yerel Saat: Bir noktada Güneş'in gökyüzündeki konumuna göre belirlenen saate yerel saat denir. Aynı boylam üzerindeki noktalarda yerel saat aynıdır. Herhangi bir meridyenin Güneşin tam karşısına geldiği an, meridyen üzerindeki tüm noktalarda yerel saat 12.00'dir.Güneş, doğudaki bir noktada batıdaki yerlere göre daha önce doğar ve daha önce batar; bu nedenle yerel saat doğudaki yerlerde daha ileridir. 
326   Yıldız: Türkiye’ye kuzeyden esen soğuk rüzgârlardır. Karadeniz kıyılarına yağış bırakırlar. Kar yağışına neden olurlar. Karayel ile karışık estiğinde kar fırtınaları görülür. 
327   Yoğunlaşma: Atmosferdeki su buharının gaz halden  sıvı ya da katı hale geçmesine yoğunlaşma denir. Yoğunlaşmanın temel nedeni sıcaklığın düşmesidir. 
328   Yöre: Bölüm içerisinde farklı özelliklere sahip, bölümden daha küçük birimlerdir. Iğdır Yöresi, Göller Yöresi, Menteşe Yöresi gibi. 
329   Yörünge Düzlemi: Bakınız: Ekliptik. 
330   Yükseklik: Ağır bir gaz olan su buharı, yerçekiminin etkisiyle fazla yükselemez. Yoğunlaşma sonucu yağış tekrar yeryüzüne düşer.  Yükseldikçe hava soğuyacağından havanın su buharı taşıma kapasitesi dolayısıyla buharlaşma azalır. 
Z
331   Zoocoğrafya: Hayvan dağılışını inceleyen bilim dalı.
332  Zabit: Rütbesi teğmenden binbaşıya kadar olan asker.