NİÇİN SOSYAL PROJE
Sosyal projeler birey ya da grup olarak sosyal, kültürel, ekonomik ve çevresel konulara yönelik etik ve duyarlı davranışlardır. Sosyal projede toplumsal fayda esastır. Bu davranış biçimi bireyin kendisinden ziyade içinde bulunduğu grup, daha geniş topluluklar dolayısı ile tüm insanlığa yönelik iyilik yapma; fayda sağlama yada kavramın kendisi gibi sorumlu olma hareketidir.Sosyal sorumluluk birey ya da organizasyonlar tarafından gerçekleştirilir. Sosyal proje faaliyetleri kar amacı gütmeyen çalışmalardır.
Sosyal projelerle kültür, hayırseverlik, empati , fedakarlık, vb. konularda çok faydalı olunabileceğini düşünmekteyim.
KÜLTÜREL YOZLAŞMA NEDİR?
Kültürel yozlaşma, toplumların kendi kültürlerini unutmaya başlaması olayıdır. Kendi kültürlerini unuturken, yabancı kültürler yerleşmeye çalışmaktadır. Yabancı kültürler, mikrop gibidir. Bir defa insan vücuduna girdi mi, hızla yayılırlar. Kısa sürede tüm vücudu esir alırlar.

Sömürgeci ülkeler, sömürdükleri yerli halkın, kültürlerini de sömürmüşler, kendi kültürlerini yerleştirmişlerdir. Bugün dünya Avrupa kültürünün ezici baskısı altındadır. Bu baskının hızı, gelişmişlik düzeyine göre değişir. Geri kalmış ülkelerde bu baskıya direnen bazı yerel kültürler vardır. Ancak onlarda yavaş yavaş etkilenmektedir.
Metropollerde yaşayan halk, sömürgeci halka benzemesi amacıyla, eski anlayış ve kuruluşlara, yeni bir biçim vermeye çalışırlar. Ama yerlileri, aşağı bir düzeyde tutarak, tam bir benzerlikten kaçınırlar. Bu politika, iki temel düşünce üzerine kurulmuştur. Bunlara göre göre; Birincisi, hiçbir insan için, bir Avrupalıya benzemekten daha güzel bir şey olamayacağı için; Afrika, Asya ve Latin Amerika halkına, Batı Uygarlığı aktarılmalıdır. İkincisi ise, hiçbir uygarlık Avrupa uygarlığından üstün değildir. Bu arada yerlinin daima aşağılık bir varlık olduğuna, hiçbir zaman düzelmeyeceğine inanılmaktadır. Bu görüşler tüm dünyayı kasıp kavurmaktadır.
Toplum bir başka topluma benzemeye çalıştı mı, kısa sürede kendini kaybeder. Bu nedenle tüm dinler, kültürler yozlaşmaya ve kültürsüzleşmeye karşı savaş açmışlardır. En büyük savaşı, İslam dini açmıştır. Müslümanın kendi kültürü olduğunu, sık sık hatırlatır. Başkalarına benzememesi gerektiği vurgulanmıştır. Hatta çoğu eylemlerde, Yahudilere, Hıristiyanlara ve Mecusilere benzemeyin. Onların örf ve adetlerini adetlerini benimsemeyin. Eğer benimserseniz, onlar gibi olursunuz, diye ikazlarda oldukça fazladır. Aynı durum, Musevilerde veya Hıristiyanlarda da vardır.

Türkiye, kültür savaşında tamamen kaybetmiştir. Yeni yeni kendi kültürünü hatırlamalar görülmektedir. Ancak bunlar çok cılız kalmaktadır. Başkasının kültürü ile kalkınma olmaz. Kalkınma ancak öz kültürüne sahip çıkmakla olur. Bu da öncelikle kendi kültürünü araştırmak ve öğrenmekle olur. Türkiye, öncelikle geçmişini hatırlamalı ve geçmişindeki kültürünü yeniden canlandırmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder